TÜSİAD ile PwC Türkiye’nin iş birliğinde hazırlanan “Üretken Yapay Zekâ Devrimi: Küresel Etkiler ve Türkiye’nin Konumu” başlıklı kapsamlı rapor, Türkiye’nin yapay zekâ alanındaki mevcut durumunu ve potansiyelini ortaya koydu. Raporda, üretken yapay zekânın özellikle operasyonel verimlilik alanında yaygın şekilde kullanıldığı belirtilirken, sektörel dönüşümdeki etkisinin giderek arttığı vurgulandı.
“Treni Kaçırmadık, Ancak Hukuki Zemin Sağlam Olmalı”
Tanıtım toplantısında konuşan PwC Türkiye Ülke Kıdemli Ortağı Cenk Ulu, Türkiye’nin yapay zekâ yarışında yerini aldığını ifade ederek şu değerlendirmede bulundu:
“Şu anda kullanılan yapay zekâ uygulamaları henüz potansiyelin tam karşılığı değil. Gerçek kullanım daha yeni başlıyor. Türkiye’nin hızlı hareket etmesi gerekiyor. Bu sadece verimlilik değil, yeni gelir modelleri yaratma fırsatıdır.”
Ulu, Türkiye'nin üretim gücüne vurgu yaparak, "Biz Çin ya da ABD ile değil; Polonya, Romanya, Meksika gibi ülkelerle rekabet ediyoruz. Bu alanda geri kalmamak için güçlü bir hukuki altyapı şart,” dedi.
Yapay Zekâ Sadece Teknoloji Değil, Bir Dönüşüm Gücü
TÜSİAD Dijital Türkiye Yuvarlak Masası Başkanı Perihan İnci, yapay zekânın iş modellerini, sektörleri ve yetkinlik ihtiyaçlarını değiştirdiğini belirtti:
“Yapay zekâ sadece bilgi işleme değil, düşünebilen, yaratabilen ve karar verebilen bir teknoloji. Bu da onun dönüştürücü gücünü artırıyor. Ancak güçlü veri merkezleri ve yüksek işlem kapasitesi olmadan bu sistemlerin sağlıklı çalışması mümkün değil.”
"Türkiye Dijital Ekonomide Güçlü Bir Oyuncu Olabilir"
TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ise üretken yapay zekânın küresel ekonomi üzerindeki etkisinin giderek arttığını söyledi. Turan, bu dönüşümün doğru yönetilmesi halinde Türkiye’nin küresel dijital ekonomide güçlü bir yer edinebileceğini belirtti:
“2024 itibarıyla yapay zekâ şirketlerinin toplam piyasa değeri 9 trilyon dolara ulaştı. Üretken yapay zekânın önümüzdeki 10 yıl içinde küresel GSYH’ye %10’luk katkı sağlayacağı öngörülüyor. Türkiye’nin bu yarışta yer alması için Ar-Ge, teknoloji yatırımları ve inovasyonu destekleyen politikaların geliştirilmesi hayati önem taşıyor.”
Raporun Öne Çıkan Bulguları
- Şirketlerin %50’si üretken yapay zekâyı şu an pilot projelerle test ediyor.
- %20’si bu teknolojiyi büyük ölçekte entegre etmiş durumda.
- %16’sı Ar-Ge aşamasında, %9’u stratejik planlamada kullanıyor.
- %6’lık bir kesim ise henüz bu teknolojiyi bir öncelik olarak görmüyor.
- Üretken yapay zekâ en çok operasyonel süreçlerde (%27) kullanılıyor.
- Katılımcıların %74’ü, bu teknolojinin sektörlerini kökten dönüştüreceğine inanıyor.
- Geleneksel iş modellerine sahip firmalar dönüşümün daha yavaş olacağını belirtiyor.
- Firmalar en büyük verimi çalışan performansı ve süreç otomasyonunda bekliyor.
- %75’i, üretken yapay zekâ yatırımlarını önümüzdeki 2 yıl içinde hayata geçirmeyi planlıyor.
- %45’i, teknoloji bütçesinin %10’undan fazlasını bu alana ayırmayı hedefliyor.